İstanbul Müzik Festivali 2018 Onur Ödülü’nü solist sanatçı, rejisör, dramaturg ve sanat yönetmeni olarak ülkemizde opera sanatının geniş ve genç kitleler tarafından sevilmesinde çok önemli bir rol üstlenip, öğretim üyesi kimliğiyle pek çok solistin yetişmesine ve kariyerine eşsiz katkılarda bulunmuş Prof. Yekta Kara’ya sunuyor. Yekta Kara’ya ödülü 23 Mayıs akşamı gerçekleşecek olan Açılış Konseri’nde takdim edilecek.
Yekta Kara Hakkında
İstanbul Belediye Konservatuvarı piyano bölümünde müziğe başlayan Kara, Alman Lisesi’ni bitirdikten sonra yükseköğrenim için gittiği Almanya’da Münih Devlet Müzik ve Tiyatro Akademisi Opera ve Şan Bölümü'ne girdi. 1973 yılında başladığı opera rejisi öğrenimini beş yıl süreyle Prof. Günther Rennert ile sürdürüp 1978’de Münih Devlet Müzik ve Tiyatro Akademisi Opera Rejisi Bölümü'nü bitirirken bu arada İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden de mezun oldu.
1978–1980 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçı ve dramaturg olarak çalıştığı dönemde ilk rejisini gerçekleştirdi. 1980'den başlayarak 35 yıl süreyle İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçı, başdramaturg ve başrejisör olarak kesintisiz çalışan Yekta Kara, 1992–2000 yılları arasında İstanbul Devlet Opera ve Balesi müdürlüğü ve genel sanat yönetmenliği görevlerini de üstlendi ve 2010-2015 yılları arasında Uluslararası İstanbul Opera Festivali'nin sanat yönetmenliğini yaptı.
Yekta Kara, Türkiye’de sahneye koyduğu sayısız eserin yanı sıra Almanya, Fransa, Avusturya, ABD, Meksika, Güney Kore ve Bulgaristan’da konuk yönetmen olarak çalıştı, sahnelediği operalar Danimarka, İspanya, Portekiz, İtalya, Macaristan, Estonya, Rusya ve Çin'de sergilendi. 1983'ten bu yana Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyeliğini sürdüren Kara, önemli uluslararası opera yarışmalarının da jüri üyesidir.
Yekta Kara'nın, 46. İstanbul Müzik Festivali Açılış Töreni'nde ödülü takdim edilirken yaptığı teşekkür konuşması
Değerli müzikseverler,
Benim açımdan gerçekten çok büyük bir mutluluk kaynağı olan bu ödülü sizlerin huzurunuzda almaktan kıvanç duyuyorum. Beni inanılmaz boyutlarda onurlandıran bu ödül, sanıyorum bugüne kadar almış olduğum ödüller içinde en kıymetlisi. Farkındaysanız sesim titriyor heyecandan, ki öyle… Ki öyle çabuk heyecanlanan ve bu heyecanımı dışa, siz seyircilere yansıtan bir insan değilim genelde, ama şu an bu ödülü tekrar ediyorum sizin huzurunuzda alıyor olmak, bu seçkin topluluğun önünde alıyor olmak ve de tabii ki İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından onurlandırıldığım, layık görüldüğüm bu ödülü almak benim için kıvanç kaynağı oldu. Bizler Müzik Festivali ile yetiştik, yalnız Müzik Festivali ile değil tabii. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bundan 46 yıl önce Müzik Festivali ile başlayıp sonra sanatın diğer dallarında da düzenlediği pek çok festival, etkinlik ile zenginleştik. Biz sanatçılar da çok şey öğrendik ve kendimizi geliştirmek için festival bize inanılmaz fırsatlar tanıdı. Zaman çabuk geçiyor ama bu geçen zaman içinde İstanbul’lulara ve yurt genelinde herkese, bütün insanlarımıza evrensel ölçütlere uygun yapımlar sunuldu. Yurt dışından gelen o topluluklar, kendi değerlerimizi kendi genç yeteneklerimizi yeniden keşfetmemiz, en üst düzeyde sanatçılar hep Müzik Festivali sayesinde oldu. Diğer festivalleri de izin verirseniz bu kapsamda değerlendirmek isterim. Film Festivalinden Tiyatro’ya, Caz’dan Bienal’e hep göğüsümüzü kabartan, gurur veren etkinlikler oldu. Onun için izninizle ben sadece almış olduğum ödül için değil, bir İstanbul’lu olarak, bir sanatçı olarak, bir yurttaş olarak İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na teşekkür etmek istiyorum.