KONSER BİLGİLERİ

ENSEMBLE MUSICA SEQUENZA
BURAK ÖZDEMİR sanat direktörü & barok fagot
CANSU BAŞ soprano
KAORI KOBAYASHI keman
LAURA VON DER GOLTZ keman
CHANG-YUN YOO viyola
WOLF HASSINGER viyolonsel
MIRJAM WITTULSKI kontrbas
CHARLIE ZHANG lavta
CENGİZ ÖZDEMİR perküsyon ve klavsen
ASIM ŞENOCAK kanun
ERCAN IRMAK ney

KONSER PROGRAMI

 PROGRAM KİTAPÇIĞI

Arasız yaklaşık 70’ sürer.

Mekâna giriş Defterdar Yokuşu'ndan olacaktır.

KONSERE DOĞRU *
19.30-20.30 | TOPHANE-İ AMİRE KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ
DR. YEŞİM GÜRER OYMAK VE BURAK ÖZDEMİR İLE “BATIDA DOĞUNUN İZLERİ” BAŞLIKLI SOHBET

* TÜRKÇE

İmza attığı projelerle izleyicileri ve dinleyicileri kendine hayran bırakan, enstrümanı fagotun bambaşka dilini müzikseverlere çığır açan projeleriyle sunan Burak Özdemir, topluluğu Musica Sequenza ile birlikte Fransız barok ve Osmanlı saray müziğinin mükemmel bir diyaloğunu sunuyor: “Rameau à la turque.”

Barok müziğin mimarlarından Parisli besteci Jean-Philippe Rameau’nun Les Indes galantes’i, bu yıl festivalin de temasını belirleyen İstanbul’un saray bestecisi Tanburi Mustafa Çavuş’un eserleriyle buluşuyor bu projede... Birbirinden tamamıyla farklı türde eserler veren bu iki tarihi ismin müziğe yaklaşımları bir araya geldiğinde, barok müziğin dinleyeni hayran bırakan bir türü ortaya çıkıyor: Yepyeni ve dinleyene ilham veren bir yorum, bir karşılaşma, büyüleyen bir performans...

Besteci, fagot sanatçısı ve şef Özdemir, oldukça etkileyici bir kariyere sahip. Dünyanın en saygın müzik okullarından Julliard’da ve Berlin Üniversitesi’nde eğitim gören sanatçı, 2008’de kültürlerarası pek çok projeyi hayata geçirdiği Musica Sequenza’yı kurdu; dans tarihinin en önemli isimlerinden Sasha Waltz ile çalıştı, Rolando Villazon, Matthew Herbert, Werner Ehrhardt ve Fazıl Say gibi dünya yıldızlarıyla aynı sahnede yer aldı. Tarzlar, dönemler ve eğilimleri kendi has üslubuyla sanatsal bir oyun alanı gibi kurgulayan Burak Özdemir, “Rameau à la turque” ile köklerinin derinlerine iniyor. Osmanlı modernleşmesinin Fransız kültürüyle kurduğu ilişkiyi, 18. yüzyıl Avrupa resmindeki Doğu motiflerinden, bazen İstanbul’daki sokak adlarından ya da tabelalardan, kimi zaman dönemin Paris modasından esinlenerek ilişkilendiriyor ve bu projesinde “Doğu’ya özgü ney ve kanunun Batı barok çalgılarıyla birlikte yer alması fikri böylece doğdu.” diyor.

Rönesans bestecilerinden günümüz eserlerine uzanan çok geniş bir repertuvara sahip, Berlin merkezli müzik topluluğu Musica Sequenza ile geçmişi tüm canlılığıyla yaşatan Tophane-i Amire’nin etkileyici atmosferinde kolay kolay hafızalardan silinmeyecek bir konserle festival sona eriyor!