PROGRAM NOTLARI
- Charles Gounod
Faust operasından bale müziği
Goethe’nin ölümsüz eseri Faust, Gounod’tan önce de –ve sonra başka sanatçılar tarafından da– defalarca opera, bale ya da müzikal formda sahnelere taşındı. Gounod’un Faust’u en bilinen ve övgü alan uyarlama olarak ölümsüzleşti.
Faust’un librettosu Jules Paul Barbier ile Michel Florentin Carré tarafından yazıldı. Prömiyeri Paris'te Boulevard du Temple üzerinde bulunan “Théâtre Lyrique” tiyatrosunda 1859 yılında yapılan eser, 5 perdelik bir grand opera türündedir.
İlk sahnelendiğinde seyirciden ve eleştirmenlerden pek geçer not almayan eser, üzerinde bazı değişiklikler yapılarak Avrupa turnesine çıktı. 1863 yılında yeniden prömiyerinin yapıldığı şehir olan Paris'te sahnelenmeye koyuldu. Esere ilgi ve eleştiriler bu kez olumluydu. Bunda eserde zaman içinde yapılan yenilikler ve özellikle grand opera geleneğine uygun olarak esere eklenen bale kısmının etkisi olduğunu düşünülüyor. 15 dakika süren bale müziğini, beste için eline kağıt kalem almaya hevessiz duran Gounod’a destek veren Camille Saint-Saëns, “kendi türünün bir başyapıtı” olarak adlandıyor. Finale yakın bir yerde devreye giren bale, Phyné’nin Dansı olarak da bilinen, yeraltı dünyasından vahşi ve kötü kutlamaların uğursuz seslerinin duyulabildiği bir sahneye eşlik ediyor. (Süre 15’)
- Camille Saint-Saëns
Viyolonsel Konçertosu No. 1, La minör, op. 33
I. Allegro non troppo
II. Allegretto con moto
III. Tempo primo
Fransızların Mozart’ı olarak bilinen Camille Saint-Saens, üç bölümden oluşan bu konçertoyu, 1872 yılında besteledi. Eserini Fransız çellist ve enstrüman yapımcısı Auguste Tolbecque’ye adadı ve eser de ilk kez 19 Ocak 1873 yılında Paris Konservatuvarı’nda verilen konserde Tolbecque’nin solistliğinde seslendirildi. Konçerto, solo çellonun yanı sıra iki flüt, iki obua, iki klarnet, iki fagot, iki korna, iki trompet, timpani ve yaylı çalgılardan oluşan bir orkestra için notalanmıştır.
Bu konçertoyu özel kılan en önemli bilgi, Saint-Saens'in geleneksel konçerto kalıplarını kırması oldu. Besteci normalde üç bölümlü konçerto formunu, bir bütün bölümü üç parçaya bölerek, farklı bir bakışla tasarladı. Bu döngüsel form kullanma fikri, sanatçının o dönemlerde Franz Listz’le kurduğu yakın temasından geliyor olabilir.
Konçerto alışılmadık bir başlangıca sahip, geleneksel orkestra girişi yerine orkestradan gelen kısa bir akorla başlıyor. Bunu çello takip ederek ana motifi belirtiyor. Kısa süre sonra hem orkestradan hem de solistten karşı melodiler akıyor. İkinci bölüm Allegretto con moto, çello kadansı içeren kısa ama orijinal bir menuet içeriyor. Üçüncü ve son kısım olan Tempo primo, ilk bölümdeki açılışın bir tekrarıyla başlıyor. Bu böLümde iki yeni tema daha devreye giriyor ve nihayetinde açılış temasının yeniden çalınmasıyla döngü tamamlanarak tüm konçerto birbirine bağlanıyor. (Süre 20’)
- Nikolay Rimski-Korsakov
Şehrazad op. 35
I. Giriş - Deniz ve Sinbad’ın gemisi: Largo e maestoso-Allegro non troppo
II. Prens Kalender’in öyküsü: Lento. Andantino-Allegro molto
III. Genç Prens ve Prenses: Andantino quasi allegretto
IV. Bağdat’ta şenlik - Deniz - Geminin, üzerinde bronz bir savaşçı bulunan kayalık önünde parçalanması
Final. Allegro molto frenetico
Müzikte milliyetçi olmanın, teknik yetersizliğin bir özürü olamayacağını söyleyen Rimski-Korsakov’un orkestrayı olağanüstü kullanışına örnek gösterilen Şehrazat Senfonik Süiti’nin konusu 1001 Gece Masalları’ndan alınarak 1888’de bestelenmiş, kendisine Sadko’da çok yardımı dokunacak olan sanat ve müzik eleştirmeni Vladimir Stasov’a (1824-1906) ithaf edilmiştir. Rimski-Korsakov partisyona eseriyle ilgili şu bilgileri eklemiş: “Sultan Şehriyar kadınların vefasızlığına ve sahteliğine inandırılmıştır; bu nedenle de eşlerinin her birini ilk geceden sonra öldürtmeye yemin etmiştir. Ancak Şehrazat, Sultan’a 1001 gece boyunca anlattığı ilginç masallarla hayatını kurtarır. Giderek meraklanan Sultan bu idam hükmünü her gün geciktirir ve sonunda da bu kanlı plandan vazgeçer. Şehriyar’a Şehrazat pek çok mucize anlatır; bunları, şairlerin dizelerini, halk şarkılarının sözlerini masal ve maceralarla birleştirerek gerçekleştirmiştir.”
Rimski-Korsakov ayrıca dinleyicilerin hayal gücünü desteklemek için kullandığı epizodları şöyle açıklamış: “Şehrazat’ı bestelerken 1001 Gece Masalları’ndan alınan ayrı, birbiriyle ilgisiz epizod ve tabloları değerlendirdim: Prens Kalender’in fantastik öyküsü, Prens ve Prenses, Bağdat Festivali ve üzerinde bronz savaşçı bulunan kayalıkta geminin parçalanışı. Birleştirici unsur olarak ise birinci, ikinci ve dördüncü bölümlerin başında ve üçüncü bölümün intermezzo’sunda keman solo için kısa introdüksiyonlarla Şehrazat’ın haşin Sultan’a harika masallarını anlatmasını yansıttım; dördüncü bölümün bitimi (conclusion) de aynı artistik amaçla yazıldı. Süitimde boş yere leitmotifler, değişmez aynı şiirsel fikirler ve kavramlar aranıyor. Buna karşı çoğunlukla leitmotif gibi görünen şeyler yalnızca senfonik gelişim için kullanılan saf müzik malzemesi motifleridir. Bu motifler birbirlerini değiştirerek, bağlantı kurarak süitin her yanına yayılmış, işlenmiştir. Bazen de değişik tarzda belirerek ayrı görüntü, hareket ve resmi canlandırır. Bestelerimde çok belirgin bir program aramaktan hoşlanmadığım için sonradan (yeni baskıda) her bölümü tanımlayan Deniz ve Sinbad’ın Gemisi, Kalender’in Öyküsü gibi, ima eden başlıkları kaldırmaya yöneldim. Şehrazat’ı bestelerken bu imaları dosdoğru ifade etmiştim; ancak yavaş yavaş dinleyicinin hayal gücünün benim fantezimin yol aldığı izleri bulması için her dinleyiciye de, arzu ve keyfine göre daha çok zaman ve özel kavrama olanağı sağlamayı öngörmüştüm. Dinleyici benim parçamı senfonik müzik olarak beğendiği takdirde, bazı çeşitli masal mucizelerinin Doğu’nun masal alemine karşı uyandırdığı şüphe etkisinin kaybolması ve arka arkaya çalınan dört parçanın hepsinin de aynı tema üzerine yazıldığı fikrinin ortadan kalkması tüm arzumdur. Eğer öyle olsaydı, süitim özellikle Şehrazat ismini taşır mıydı? Çünkü bu isim ve 1001 Gece Masalları’ndan adlı alt başlık herkesin kafasında Doğu’yu ve masallarını hatırlatmaz; bunu yanında, müzikal serimdeki (exposition) belirli detaylar, bunun hep aynı (Şehrazat olması gereken) kişi tarafından haşin kocasını eğlendirmek için anlatılan tüm bu değişik masallar gerçeğini ima eder.”
Temaların sık sık duyuluşunun sıkıcı olmamasının nedeni, öğrencileri olan Respighi ve Stravinsky’nin hayran kaldığı sihirli orkestrasyon olan bu renkli ve şiir dolu süitte, 1. Bölümün 2/2’lik ölçüdeki ağır ve törensel (Largo e maestoso) tempodaki fortissimo kısa girişinde (introduction) önce yaylı çalgılar, klarinetler, fagotlar, trombonlar ve tubanın teksesli (unison) duyurdukları gösterişli tema ile Sultan Şehriyar tanımlanır: Acımasız Sultan, Şehrazat’a zalim cümlesini söylemiştir. Şehrazat ise, 4/4’lük ölçüde, ağır (Largo) tempoda ve duygulu (espressivo) anlatımlı keman solosu ile zarif biçimde, tatlılıkla onun gönlünü alır. Tizlerde bir kadans ile sona eren bu tema, gerçekten de en zalimleri bile yumuşatacak bir güzelliğe sahiptir. Şehrazat öldürülmeden önce “Deniz ve gemici Sinbad”ın harika öyküsünü anlatmak istemektedir. Masalına denizi anlatarak başlar. Yaylı çalgılarda hafifçe yuvarlanan, sallanan bir figür; 6/4’lük ölçüde, mezzoforte ve pek hızlı olmayan (Allegro non troppo) tempoda denizi yansıtır. Bu bölmede Şehriyar sabırsızca cümlesini tekrarlar, ancak vahşi öfkesi yavaşça azalır, istemeyerek dinlemeye koyulur. Şehrazat, Sinbad’ın öyküsüne başlar: 6/4’lük ölçüde monoton bir anlatımla ilginç masal sürerken Şehriyar zaman zaman eski yeminini hatırlamakta, Şehrazat ise öyküyü bırakıp onu –keman solosu teması ile– yumuşatmaya çalışmaktadır. Sonunda öfkesinin azaldığı, flüt tarafından tatlı (dolce) şekilde duyurulan Şehriyar teması ile anlaşılır.
2. Bölüm geniş (Lento), ağırca (Andante) ve çok çabuk (Allegro molto) tempolarda sürer ve Prens Kalender başlığını taşır. 1001 Gece Masalları’nda üç Kalender öyküsü vardır ve dilenerek dolaşan bir derviş olan Kalender her keresinde bir prense dönüşür. Rimski-Korsakov hangi öyküyü kullandığını belirtmemiştir. Bölümde önce, Şehrazat’ın tatlı keman solosu belirir. Daha sonra fagot, masalı hımhım şekilde burnundan anlatan doğulu masalcıyı ustaca taklit ederek, 3/4’lük ölçüde, tatlı ve duygulu (dolce ed espressivo) şekilde ve ağırca (Andante) tempoda, Kalender’in öyküsünü duyururken sürdinli dört kontrbas ona eşlik eder. Bu temayı önce arp eşliğinde obua, sonra kemanlar, en sonda da tahta üflemeler ve korno pizzicato yaylı çalgılar eşliğinde seslendirir. Birden ortam değişir, savaşçı bir temayı trombonlar, –trompetlerin ekolu cevabıyla– sürdinli olarak ilan eder; bu tema yine Şehriyar’ın sert temasını anımsatır. Ritim parlak bir marşa dönüşür, önceki temalardan fragmanlar belirir, giderek canlanan, neşelenen bölüm, Rimski-Korsakov’un usta orkestrasyonu ile sanki genç bestecilere bir çalgılama dersi verir gibi tüm renkleri, nüansları, kontrastları yansıtırak sona erer.
3. Bölüm ağırca, çabukça gibi (Andantino quasi allegretto) tempoda, 6/8’lik ölçüde ve hafifçe başlayan büyüleyici bir romans havasında Genç Prens ile Genç Prenses’in aşkını yansıtır. Ancak Rimski-Korsakov bu bölüme hangi masalı örnek aldığını yine belirtmemiştir. Bölüm kemanların sevimli ve zarif şarkısıyla başlar. Bu şarkı da, zaman zaman Şehrazat temasıyla kesintiye uğrar. Daha sonra bir dans epizodu gelir: Sanki genç prenses, esirlerinin prensin huzurunda dans etmesini emretmiştir. Zarif (grazioso) şekilde gerçekleşen dansta, vurma çalgıların, triangle (üçgen), def, trompet ve timpaninin olağanüstü ustalıkla değerlendirilişi oryantal bir hava yaratır. Bölümde ilk kez Şehrazat’ın teması duyulur. Bu defa solo kemanın anlatacağı daha çok şey var gibidir. Fakat yine de sonunda genç âşıkların öyküsüne devam edilir.
4. Bölüm oldukça çabuk (Allegro molto) tempodadır ve Bağdat’ta Festival ile başlar. Ancak daha önce Sultan Şehriyar’ın bu öykülere son vermek isteyen havada teması belirirse de, Şehrazat onu yine yatıştırmış, resitatif keman solosu festivale yol göstermiştir. Bağdat Festivali daha önceki temaların karışımıyla 6/16’lık ölçüdeki ana tema ve 3/8’lik ölçüdeki ikinci tema ile çılgın bir dansa dönüşür. İkinci bölümün savaşçı sert teması, üçüncü bölümden romans gibi temalar da dansa karışır. En sonunda trombonun, geminin mıktanıslı dağa (ya da üzerinde bronz savaşçı bulunan kayaya çarpmasını) canlandırışı, denizdeki fırtına havası bu festivale son verir. Rimski-Korsakov belki de, eski denizcilik yıllarından kalan anılarını da değerlendirerek ustaca oluşturduğu fırtına ile bu kazayı canlandırır. Fırtına, ritmin 6/4’lük ölçüye geçmesiyle diner; daha barışçı ve sakin bir hava oluşur. Bu heyecanlı masal Şehriyar’ı Şehrazat ile uzlaştırmıştır. Artık zalimliğinden vazgeçmiş, vezirin akıllı ve güzel kızı Şehrazat ile evliliğini sürdürmeye karar vermiştir. Süit bu barışçı havadaki bitiş (conclusion) ile sona ererken Şehrazat ve Şehriyar temaları da birleşir. (Süre 45')
-İRKİN AKTÜZE