LES VENTS FRANÇAIS & ÉRIC LE SAGE “FRANSIZ RÜZGÂRLARI”

PROGRAM NOTLARI

  • Jacques Ibert
    Üç Kısa Parça
    I. Allegro
    II. Andante
    III. Assez lent - Allegro scherzando

20. yüzyılın önde gelen bestecilerinden Fransız Jacques Ibert, bu eseriyle nefesli beşlisi formuna yeni bir soluk getirmiştir. Fransa'daki dönemin müziğinde yeni arayışlarda bulunan bestecilerden biri olarak bilinen Ibert, bir süre Neo-Klasisizm'in ön saflarında yer aldı. Divertissement eserinden bir yıl sonra, 1930'da dünya çapında sevilen ve oda müziği repertuvarlarında sık sık yer alan Trois Pièces Brèves (Üç Kısa Parça) isimli eseri besteledi.

Ibert, üflemeli çalgılar için pek çok eser yazmasına rağmen, bu eser bu onun tek beşlisidir. İlk bölüm, kulağa bir çocuk şarkısı gibi gelen bir temayla açılır. Flüt ve klarnetin geniş bir düetinin ardından beşli finale yaklaşır. Son bölümde, tempo değiştirmesine rağmen ton parlak ve neşeli kalıyor. (Süre: 7’)


  • Ludwig van Beethoven
    ‘Là ci darem la mano' Varyasyonları WoO 28, Do Majör

Tarihteki birçok besteci, Mozart'ın Don Giovanni operasındaki "Là ci darem la mano" melodisini yaratıcı çeşitlemeler üretmek için kullanmıştır. 24 yaşındaki genç Beethoven da iki obua ve İngiliz kornosu için bu melodiden esinlenerek bir dizi varyasyon besteledi. Mozart'ın bu ünlü temasının kullanarak bestelediği varyasyonlar sayesinde, dönemin son derece popüler olan üflemeli topluluklarının seslendirdiği opera melodilerinin düzenlemelerine büyük katkıda bulunmuştur. (Süre: 10’)


  • Wolfgang Amadeus Mozart
    Beşli K.452, Mi bemol Majör
    I. Largo-Allegro moderato
    II. Larghetto
    III. Rondo: Allegretto

Mozart Piyano ve Üfleme Çalgılar için Beşli'sini 30 Mart 1784’te tamamladığını kataloğuna kaydetmiştir. Yazıldığı tarih sırasına göre yeri, Si bemol Majör (KV450), Re Majör (KV451) ve Sol Majör (KV453) numaralı en tanınmış Piyano Konçertoları arasındadır. Mozart, Saraydan Kız Kaçırma operasından Figaro’yu besteleyişine kadar geçen süre içinde, yalnızca bir çalgı ile ilgilenmiş, orkestral eserlerinde olduğu gibi oda müziği bestelerinde de çocukluğundan beri en yakın dostu olan piyanoya yer vermiştir. Bu oda müziğinde, aynı sıralarda bestelediği piyano konçertolarının etkisi açıkça görülür.

Beşli 1784 oruç haftaları konseri için bestelenmiş ve ilk kez 1 Nisan günü, “Çok yeni, büyük bir kentet” başlığıyla, “tümüyle yeni” diye tanımlanan piyano konçertosu ve üç senfoni ile birlikte seslendirilmişti. Mozart bu olayı babasına gönderdiği 10 Nisan 1784 tarihli mektupta şöyle anlatır: “İki büyük konçerto ve alışılmadık büyük alkış alan bir kentet yazdım; bunu kendi yaşamımda yazdığım en iyi şey olarak görüyorum... Bunu dinlemenizi isterdim, üstelik öyle güzel yorumlandı ki!” Mozart sonradan, 13 Haziran 1784 günü de eserin (emprezaryosu Ployer’in Döbling’deki konserindeki) seslendirilişine katıldı

Mi bemol Majör tonda, 4/4’lük ölçüde, ağır ve geniş (Largo) tempoda 20 mezürlük gururlu ve gösterişli bir girişten sonra, sadece piyano yine aynı tonalite ve ölçüde ancak ılımlı çabukluktaki (Allegro moderato) tempodaki ana bölüme geçer ve üfleme çalgılar hemen piyanonun yerini alarak müziğin ilk başta klavyeli çalgıdan duyuluşunda olduğu gibi, pastoral müzik özelliğini büsbütün ortaya çıkarır. İkinci tema ile birlikte, iki çalgı grubu arasında müzik birinden diğerine geçer. Artık anlaşan iki eş halindeki piyano ile üfleme çalgılar bu canlı bölüm tümünde ve özellikle de geliştirimde (developman) sık sık birbirlerinin ardından duyulur.

Bunu izleyen Si bemol Majör tonda, 3/8’lik ölçüde, ağırca (Larghetto) tempoda başlayan 2. Bölümde, romantik çağ başlarını andıran uzun, ezgisel cümlelerden oluştuğu izlenimini veren güzel bir müzik ve geliştirimin sonunda şaşırtıcı derecedeki bir tonalite dalgalanması (modülasyon) göze çarpar. Ancak uzun ezgisellik aslında kısa fragmanlarla yaratılır; dalgalanma ise tekrar (reprise) kısmının bağımsız girişinin etkisini çok artırır. Özellikle obua ile fagotun zarif düeti Larghetto’nun şiirselliğini daha da güzelleştirir.

Konçertant unsur ise önceki bölümlere oranla Rondo başlıklı finalde çok daha belirgin olarak ortaya çıkar. Mi bemol Majör tonda, 4/4’lük alla breve ölçüde, çabukça (Allegretto) tempoda başlayan Rondo’da, virtüöz özellik oda müziği anlamını hiç de rahatsız etmeden gerçekleştirilir. Piyanoda ustalık zirvesine ulaşır, ama sona doğru konçertolardaki kadanslara çok benzeyen bir kadansta üfleme çalgılara yer verilir. (Süre: 25')

— İRKİN AKTÜZE


  • Maurice Ravel
    Couperin’in Mezarı
    süre: 25’
    I. Prelude: Vif
    II. Forlane: Allegretto
    III. Menuet: Allegro moderato
    IV. Rigaudon: Assez vif

1919’da orkestraya uyarlayacağı Le Tombeau de Couperin adlı eserini bestelediği 1914’ten, 1917’ye kadarki süreçte çok farklı bir deneyim yaşar Fransız besteci Maurice Ravel. Yapıtın barok dönemin en önemli Fransız bestecilerinden François Couperin’e saygı niteliğinde, Fransız barok müziği geleneği bir stilde olmasını tasarlar. Başlıkta yer alan “tombeau” kelimesi de “mezar taşı” anlamından ya da “pavan” gibi ağıtsal bir karakterden ziyade, besteciye olan saygısının bir ifadesi olarak kullanılıyor. Couperin’in Mezarı adlı eserinde Ravel, solo piyano için altı bölümlü bir süit kaleme alır. Zamanda geriye giden Ravel, eseri açmak için girişe toccata ve füg benzeri hareketli bir prelüd kullanır. Ön hazırlık olarak ilk başta, aslında bir İtalyan dans formu olan “furlana”yı düzenlese de daha sonra İtalyan formundaki bu dansı Fransız karakterine dönüştürür. Bu sırada patlak erlerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Alttan alta işleyen vatansever duygular Ravel’in, Fransa adına bir şeyler yapma arzusuyla dolup taşmasına sebep olur. Ancak zayıf bedeni bestecinin böyle bir fedakârlığa kalkışmasına izin vermez. Gerçi bedeninden önce, Fransız ordusu cephede ya da ordu içinde, aktif olarak kullanamayacağını belirterek geri çevirecektir kendisini. Yalnızca şoför olarak hizmet etmesine izin verilebileceğini öğrenmenin hayal kırıklığına karşın, Fransa aşkıyla yanıp tutuşan Ravel, tabiatına aykırı bir şekilde derin bir hüznün içinde bulur kendini. Belki de bu nedenle solo piyano için altı bölüm olarak tasarladığı süitinin her bir dans bölümünü savaşta hayatını kaybetmiş farklı dostlarına ithaf etmeye karar verir. Bunlar arasında 1918 yılında basılan Prélude, Fugue, Forlane, Rigaudon, Menuet ve Toccata bölümlerinden oluşan solo piyano eserin 11 Nisan 1919’daki ilk seslendirilişini gerçekleştiren yakın dostu piyanist Marguerite Long’un müzikolog eşi Joseph de liave de vardır. et ve aynı yılın ocak ayında kaybettiği annesi için fugue vardır bestecinin bu içsel huzur buluşunda. Eserin orkestra versiyonun da ise Ravel, ithaf ettiği bölümlerden Toccata ve Fugue’yi çıkarır. (Süre: 25’)

— İRKİN AKTÜZE


  • Camille Saint-Saëns
    Tarentelle, op. 6, La minör

Saint-Saëns, sayıca pek çok olan zarif ve virtüöz bestelerinde oda müziğine de önemli bir yer vererek, Fransa’da pek ilgi gösterilmeyen bu türün yeniden doğuşuna katkıda bulunmuştur. İngiltere’de piyano konçertolarını yorumlayacak kadar büyük bir Mozart hayranı olan Saint-Saëns’ın oda müziğinde Mendelssohn’un etkisi görülür. Büyük bir kontrpuan ustalığıyla, bu romantik ve sağlam Alman geleneğine bağlı kalarak, Fransız karakterine uygun bir incelik ve mizah duygusuyla tını ve renklerin kendine özgü bir denge içinde uyumunu sağlamıştır. Daha genç yaşında bunu başaran ve ünlü soprano Pauline Viardot’un himayesini sağladıktan başka, Gounod, Rossini ve Berlioz gibi bestecilerin takdirini kazanan Saint-Saëns, yalnızca Ravel gibi bir türlü Roma Ödülü’nü elde edememişti. İlk keman sonatını 1850’de 15 yaşında, ilk piyanolu kuartetini 1853’te yazan ve ömrü boyunca sayısı kırkı geçen oda müziği besteleyen Saint-Saëns, Fransızlara özgü flüt ve klarneti solo olarak içeren Tarantelle (Tarantella) adlı parçayı da orkestra eşliğinde 1857’de gerçekleştirdi.

Op.6 Tarantelle aslında bestecinin orkestra eşliğinde bir ya da iki çalgı için eserleri arasında bulunmakla birlikte, oda müziği şeklinde yoruma da çok uygundur. Bu nedenle de Saint-Saëns çok sonra Tarantelle’in piyano uygulamasını da yapmıştır. Aslında güney İtalya’dan kaynaklanan 6/8’lik ölçüde parlak bir halk dansı olan ve genellikle Major ve minör arasında değişerek giderek hızlanan tarantella, burada da güçlü ve inatçı bir ritimdedir. Bazı uzmanlara göre güney İtalya’nın Taranto bölgesinden çıkan bu dans ayrıca, bir Ortaçağ inancına göre de dans edenlerde yarattığı heyecan ve ateşle, zehirli Tarantula örümceği sokmasına karşı iyi geliyormuş. (Süre: 7')

— İRKİN AKTÜZE


  • Francis Poulenc
    Altılı op. 100, Do Majör
    I. Allegro vivace
    II. Divertissement: Andantino
    III. Finale: Prestissimo

Üfleme çalgılar repertuvarını duygusal olmayan, şakacı tarzdaki eserlerle genişleten Poulenc, daha küçük yaştan itibaren kalıplaşmış müzik anlayışına karşı mücadele etmiş, bir dizi anlamsız şiiri bariton için yedi çalgı eşliğinde 1917’de, müphem tarzda yazdığı Rapsodie Nègre (Zenci Rapsodi) ile bunun en güzel örneğini vermişti. Poulenc aynı yıl Arthur Honegger, Darius Milhaud, Georges Auric, Germaine Tailleferre ve Louis Durey adlı diğer beş genç besteci ile birleşerek, Paris’te Eric Satie’nin Parade Balesi’nin yarattığı şaşkınlığı savunmak için Les Six (Altılar) grubunu oluşturmuştu. Müzikte yeni bir kana gereksinim duyduklarını ilan ediyor, Fransa’nın saydam ve sağlıklı bir yolda gelişmesini istiyor; “Debussy’cilikten, Florent Schmitt ve Ravel’den yorulduklarını” belirterek sade, hafif ve eğlendirici eserlere yöneleceklerini belirtiyorlardı.

Poulenc’in yazdığı oda müziği eserleri arasında trompet, korno, trombon için üçlü (1922); obua, fagot, piyano için üçlü (1926), piyano ve üfleme çalgılar için altılı (1933) en çok tanınan ve çalınanlardır. Ancak bunlar da, aynı zamanda bestelenen eserlere göre tonal ve melodik anlatım yönlerinden daha klasik olmasına karşın yine de modern stildedir. Galya neşesiyle, alışılmamış modülasyonlarla, yanlış nota izlenimi veren armonilerle işlenir. Sıcak, eğlendirici ve zevkli melodiler de zaman zaman Fransız kabare, müzikhol, sokak panayırı, hattâ sirk havasını bile anımsatır.

Poulenc’in 1932’de başlayıp 1933’te bitirdiği ancak 1939’da tekrar elden geçirdiği Altılı’da bu özellikler izlenir. Ayrıca Poulenc de –Jean Françaix gibi ünlü piyanist Ricardo Viñes’ten öğrendiği berrak, ama renkli piyano stilini bu eserde de sergiler. Piyano ile flüt, obua, klarnet, fagot ve korno için bestelenen Altılı da, bir dizi hızlı gamların açtığı girişin bir yanlış notada (!), beklenen La yerine Sol diyez’de sonuçlanmasıyla başlar: Çabuk ve canlı (Allegro vivace) tempodaki 1. Bölümde, sonra flütün cesurca oraya buraya fırlatıp atarcasına çaldığı motifler izlenir. Ayrıca çok hızlı ve tepkili (Très vite et emporté) başlığını da taşıyan bölümde, birden her şey susar ve tempo yarıya düştükten sonra fagot bir kadans duyurur; piyano kasvetli bir tema sununca da bölümün havası değişir, dramatik bir anlatıma dönüşür. İlk temanın büyütülmüş bir şekline benzeyen temadan sonra da diğer temalar ciddi havada gelip geçer. İlk girişin özgürce ve neşeli tekrarından sonra korno marş benzeri final kısmına geçişi sağlar ve bölüm girişteki eğlenceli havada sona erer.

2. Bölüm ağırca (Andantino) tempoda bir eğlence müziği, Divertissement’dır. Ama bu eğlence müziğini Poulenc daha ciddiye alır gibidir: Önce ilk kısımda obuaların çok tatlı ve anlamlı (Très doux et expressif) sunduğu melodi ve diğer güzel ezgiler izlenir. Ama orta bölmede eğlenceli, eski bir sirk şarkısı duyurulur. Sonra da ilk bölüm, bir tarafı kesilerek çıkarılmış gibi eksik sergilenir ve böylece ABA formu uygulanmış olur.

3. Bölüm pek çok hızlı (Prestissimo) tempoda çalınması öngörülen Finale’dir. Fagot dışında tüm çalgılar mutlu cıvıltılarla bu finali sunmaya girişir. Çok ritmik pasajlarla, yumuşak lirik ezgiler sırayla değişerek birbirini izler: Altılının başındaki mutlu eğlenceli hava yeniden oluşur. Ancak Poulenc şakanın yeterli olduğuna inanmış gibi, birinci bölümün ilk temasıyla yakın olan, oldukça ciddi bir coda ile ve disonant bir akorla eseri sona erdirir. (Süre: 19’)

— İRKİN AKTÜZE

Yukarı