FESTİVAL BULUŞMASI: BORUSAN QUARTET & LUCIENNE RENAUDIN VARY

PROGRAM NOTLARI

  • Astor Piazzolla
    Buenos Aires’in Dört Mevsimi
     I. Otoño Porteño (Buenos Aires Sonbaharı)
     II. Invierno Porteño (Buenos Aires Kışı)
    III. Primavera Porteña (Buenos Aires İlkbaharı)
    IV. Verano Porteño (Buenos Aires Yazı)

Arjantin tangosuna yeni bir kişilik kazandıran bandoneon ustası Astor Piazzolla’nın, eski stilden yola çıkarak çağdaş bir anlayışla, ritmik aksanları etkili kullanarak 1968’de yazdığı 4 Estaciones Porteñas (Buenos Aires’te Dört Mevsim) adlı dört tangosu, halkın başkentte oturanlara verdiği Liman Kentliler (Porteños) tanımıyla bu kenti sergiler. Vivaldi’nin Dört Mevsim’ine nazire yaparmış gibi bestelenen bu parçaları Piazzolla, ünlü piyanist Vladimir Horowitz’in Minyatür Orkestra olarak tanımladığı beşlisi ile çok kez çalmış, ancak hiçbir zaman tümünün plak kaydını gerçekleştirmemiştir. Eser ilk olarak Arjantinli gitarist Abel Carlevaro tarafından, kardeşi Agustin’in yaptığı solo gitar düzenlemesiyle plağa alınmıştır. 1. Otoño Porteño (Buenos Aires Sonbaharı) ağır (Lento) tempoda, 2. Invierno Porteño (Buenos Aires Kışı) ağır ve dramatik (Lento y dramatico) tempoda, 3. Primavera Porteña (Buenos Aires İlkbaharı) canlı (jugueton) tempoda ve Verano Porteña (Buenos Aires Yazı) ise ağır tempodadır. Eserin keman ve orkestra versiyonunu Türkiye’de ilk kez 1999’da 27. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nde kemancı Gidon Kremer ve Kamerata Baltica seslendirmiştir. (Süre: 27’)

— İRKİN AKTÜZE


  • Astor Piazzolla
    Chau Paris

Astor Piazzolla tarafından yazılan Chau Paris, bestecinin Paris’te kaldığı dönemde evinde misafir olduğu ünlü plak koleksiyoncusu Edouard Pecourt'a adanmıştır. Şehrin Montmartre bölgesinde doğan Pecourt (1925-2008), evlenip Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındığı 1986 yılına kadar Fransa'da yaşadı. Koleksiyoncu 1954'ten itibaren, Paris'te 58 bis Rue du Louvre adresinde La Boîte à Disques adındaki dükkanını işletti. Antika pikaplar, plaklar ve kartpostallar sattı. Pecourt, Paris'te Güney Amerika'dan birçok tango kaydı ithal etti ve Odeon plak şirketi için kayıt danışmanı olarak çalıştı. Piazzolla en yakını olmak üzere, Eduardo Falú gibi birçok tanınmış tango sanatçısı ve bestecinin arkadaşıydı. Meşhur bir arşivci, tango müziği ve dansıyla ilgili her şeyin koleksiyoncusu olan Pecourt, birçok satıcı ve koleksiyoncu gibi o da en iyilerini kendine saklayarak hem plaklar topladı hem de sattı. Kişisel tango arşivinde 9.000’in üzerinde 78rpm plak olduğu tahmin ediliyor. (Süre: 4’)


  • Alberto Ginastera
    Danza de la Moza Donosa

Danza de la Moza Donosa (Güzel Bakirenin Dansı) Ginastera’nın Danzas Argentinas (Arjantin Dansları) eserinin ikinci bölümüdür. Ginastera’nın objektif milliyetçilik, sübjektif milliyetçilik ve neo-ekspresyonist olarak üç döneme ayırdığı besteciliğinin ilk bölümüne ait olan Arjantin Dansları’nı 1937’de piyano için yazmış; eseri ilk kez aynı yıl 27 Ekim’de piyanist Antonio de Raco seslendirmiştir. Onun Arjantin halk müziğinin ritmik ve melodik unsurlarını ustaca değerlendirdiği bu eserdeki her bir dans ayrı bir kişiye ithaf edilmiştir: Pedro Saenz’e ithaf edilen 1. Dans, Danza del viejo boyero (Yaşlı sığır çobanının dansı); Emilia A. Stahlberg’e ithaf edilen 2. Dans, Danza de la moza donosa (Üzgün kızların dansı); piyanist A. de Raco’ya ithaf edilen 3. Dans, Danza del gaucho matrero (Akıllı gaucho’nun –pampalardaki atlı çobanın– dansı) adlarını taşır. Önce hızlı başlayan, sonra yorularak ağırlaşan, pizzicato ile sona eren 1. Dansı, romantik ve duygusal bir milonga havasında kızların ağır dansı izler. Sonuncu dans ise hızlı pasajlarla, gaucho’nun ayak vuruşlarını da sembolize ederek başlar; orta bölmede duralar gibi olduktan sonra çok hızlı akor vuruşlarıyla bir malambo tarzında sona erer. Arjantin Dansları’nı ayrıca Massimo Aureli üç gitar için düzenlemiştir. (Süre: 4’)

— İRKİN AKTÜZE


  • Johann Baptist Georg Neruda
    Trompet Konçertosu, Mi bemol Majör

Çek besteci Johann Baptist Georg Neruda Bohemya'da doğdu. Bestelerini Prag'da yaparken aynı zamanda şehrin tiyatro orkestrasında kemancı ve çellist olarak çalıştı. Daha sonra, 1750'den ölümüne kadar Dresden Kontu Rutowski'nin saray orkestrasında yer aldı. On sekiz senfoni, on dört konçerto, otuz üçlü, altı keman ve bir opera olmak üzere 97 eser besteledi. Ancak eserlerinin birçoğu günümüze ulaşamamıştır. Neruda, melodik envansiyonlar bestelemede büyük bir yeteneğe sahipti. Bakır nefesli enstrümanlara önem verdi. Müziği genel olarak İtalyan Ekolü’nden etkilenirken, dinamikleri kullanması açısından Mannheim Ekolü’nü yansıtıyor. Hayatı boyunca aktif olarak öğretmenlik de yapan Neruda’nın aynı zamanda Dresden saray orkestrasının başarılı kemancıları olan Ludwig ve Anton Friedrich adında iki oğlu vardı. Mi bemol Majör’deki Konçerto, ilk olarak korno ailesinin valfsiz bir üyesi olan, ince bir deliğe sahip ve modern tarzda kıvrılmış olan corno-da-caccia (av borusu) için yazılmıştır. Corno-da-caccia, bir trompetinkine oldukça benzeyen sığ, fincan şeklinde bir ağızlığa sahip olmasıyla geleneksel on sekizinci yüzyıl kornosundan farklıydı. Bu tür, 17. yüzyılın sonlarında, Johann Sebastian Bach ve George Frideric Handel de gibi önde gelen isimler de dahil olmak üzere birçok bestecinin eserlerinde sıklıkla kullanılıyordu. Corno-da-caccia'nın düzgün ses çıkarabilmek için enstrümanı çalan müzisyenlerde genellikle trompetçiler oluyordu. Bu yüzden, bir trompetçinin trompet benzeri böyle bir enstrümanda elde ettiği ton, kulağa bir Fransız kornosundan çok, çağdaş bir trompet performansı olarak geliyor. (Süre: 17’)


  • Erik Satie
    Gymnopédie no. 1

Bestelerine “Armut Biçiminde Parça” gibi isimler veren, anlatımda “Dişi ağrıyan bir bülbül gibi” şeklinde tanımlamalar kullanan, bağımsız ve rastgele yaşayan, alaycı bir insan olarak ün yapan Erik Satie, çoğunlukla piyano için yazmıştır. Fransa’da Altılar (Les Six) adlı grubu kurmuş, ciddi bir müzik öğrenimi görmemesine karşın, kurallarla belirlenen tınıların başka türlü uyumu için çaba göstermiştir. Debussy ona ilgi duymuş, hatta iki Gymnopédie’sinin orkestrasyonunu yapmıştır. No.1 ve 3’ün bu düzenlemeleri de 25 Mart 1911’de Paris’te Salle Eard’da onun yönetiminde seslendirilmiştir.

Eski Sparta’da antik Yunan şenliklerinde ayin dansları yapan çıplak delikanlılar anlamına gelen Gymnopédie’ler genellikle aynı tempo ve karakterdedir. Bu parçalar Ravel’i etkilemiş, onun Kaz Ana Süiti’ndeki “La Belle et la Bête”e yansımıştır. Bu karakteristik ve hepsi de 3/4’lük ölçüdeki piyano parçalarında akıcı bir havada salınan bas eşlikteki kısa temanın hafif varyasyonlarla tekrarı öngörülür. 1888’de yazılan üç Gymnopédie’nin en uzunu ve en tanınmış olan ilki ağır ve acılı (Lent et douloureux) başlığını taşır. Romans karakterinde, akorlar eşliğindeki formu, gelişmeden sürer. 2. Gymnopédie de yine zarif bir disonant bas partisi üzerine ince melodik çizgi olarak gerçekleşir; üç parçanın iki dakika bile sürmeyen en kısasıdır. 3. Gymnopédie de dengeli cümle yapısı ve gölgeli armonisi ile hayalet figürler çizer. Empresyonist stilde yazılmış olan bu üç parça Satie’nin en tanınmış parçaları olarak kalmıştır. Ancak ne yazık ki bunlar, Satie’nin tipik yönlerini yansıtmaktan çok uzaktır. (Süre: 4’)

— İRKİN AKTÜZE


  • Antonín Dvořák
    Annemin Öğrettiği Şarkılar

Roman (Çingene) Melodileri, op. 55, Bohemyalı besteci Antonín Dvořák tarafından bestelenen bir şarkı döngüsüdür. Sözler, Çek şair Adolf Heyduk'un (1835–1923) tarafından yazılarak, Roman yaşamının özgürlüğüne ithaf edilmiştir. Döngü, Viyana Devlet Operası’nda tenor olan Gustav Walter için bestelenmiştir. Yedi şarkının her biri, idealize edilmiş göçebe yaşamının romantik yönlerine odaklanıyor. Annemin Bana Öğrettiği Şarkılar, bu şarkıların en meşhurudur.


  • Antonín Dvořák
    Gökyüzüne Bakarken

Antonín Dvořák tarafından Vitezslav Halek'in aynı adlı şiir külliyatında şiirlere bestelenen Akşam Şarkıları op.31 B61 no.7, 1870’lerin ilk yarısında ortaya çıkmıştır. Fakat bu on iki şarkının hepsinin bir döngü halinde mi, yoksa farklı zamanlarda mı bestelendiği bilinmiyor. Şarkılar, piyano için düzenlenmiş, strofik formda eserlerdir. Dinleyiciler, Alman Romantiklerinin, özellikle Schubert ve Schumann'ın etkisini hissedeceklerdir. Şarkıları daha sonra revize eden Dvořák, bunları farklı opus numaraları ve farklı yayıncılarla arka arkaya birkaç defa yayınladı. 1880'de Op. 3 olarak dört şarkı, Op. 9 olarak iki şarkı yayınladı. 1883'te Op. 31 olarak beş şarkı daha çıkardı. En son koleksiyon, Gökyüzüne Bakarken parçasının da dahil olduğu, günümüzde bilinen Akşam Şarkıları adıyla yayınlandı.


  • Antonín Dvořák
    İyi Geceler

In Folk Tone, op, 73, no.1 olarak bilinen şarkı döngüsü, Dvořák'ın yayımcısı Fritz Simrock tarafından sipariş edildi. İkili arasında, günümüze kadar gelen yazışmalar, bestecinin 1885’te folklorik metinlerinden yola çıkarak şarkı döngüsü yazma sözü verdiğini, ancak eserleri ancak ertesi yıl tamamladığını gösteriyor. Bu gecikmenin asıl nedeni, uzun süre müziğine uygun metinler bulamamış olmasıydı. Kendisinin tabiriyle, “iyi olan her şey zaten müziğe göre ayarlanmıştır.”

Besteci, İyi geceler Sevgilim, Bir Bakire Biçerken ve Sadık Bir Kısrağım Var parçalarından oluşan üç Slovak şarkısı ve Hiçbir Şey Değişemez isimli bir Çek şarkısının metinlerinde düzenlemeler yaparak besteleri tamamladı. Dvořák, geleneksel halk ezgilerinin sadece belirli unsurlarını aldı. Sahip olduğu yaratıcı melodik, armonik ve ritmik fikirleriyle genişleterek kendi imzasını attı. Şarkılar, bestecinin halk müziğini idealleştirmedeki ve geniş kapsamlı bestecilik tekniklerini kullanarak stilize etmedeki ustalığının en güzel örneğidir. Döngü, 13 Eylül 1886'da tamamlandı ve ertesi yıl yayıncı Simrock tarafından hem orijinal metinlerle hem de Almanca ve İngilizce çevirileriyle yayımlandı. (Süre: 8’)

Yukarı